Archive for Haziran, 2011

Haziran 29, 2011

Kisa kisa

Bazi anne bloglari goruyorum hamileliklerini hafta hafta yazmislar. Okumak ve kendi haftamla karsilastirmak cok keyifli oluyor dogrusu. Cok ozeniyorum onlara ama yok  benden su anda cikmaz o kadari. Ben kisa kisa su anki durumumuzdan bahsedeyim en iyisi:

An itibariyle 17. hafta icinde bulundugumuzu belirteyim. Neredeyse yariladik sayilir. Karnim cikmaya basladi yavas yavas. Henuz bilmeyenlerin anlayamayacagi seviyede ama bana gore degisim dikkat cekici.

Mide bulantilarim buyuk olcude azaldi. Arada bir yokluyor ve banyoya yolluyorlar. Ama en fazla haftada bir oluyor artik.

Bebegimizin cinsiyeti belli oldu bu arada. Aslinda cinsiyeti ogrenme konusunda cok merakli degildim. Kabul ediyorum doguma kadar bekleyemeyebilirdim belki ama ben kiz -erkek ne olursa olsun onu zaten cok sevecegimi, benim icin fark etmeyecegini dusunuyordum.  Yine de cevreden gelen (ozellikle anneanne) baskilara dayanamayarak ogrendik ve soranlara verecek bir cevabimiz oldu: Bir oglumuz olacakmis.

Bu haftanin guzel yani, son iki kontrolde sadece ultrasondan izledigim kipirtilarini artik kendimde hissetmeye basladim. Simdinin naif, kendi halinde kipirtilarinin, ileride ucan tekmelere donusecegini bilmek heyecan verici. Babamiz da kendi hissedebilecegi anlarin gelmesini bekliyor sabirsizlikla.

Haziran 12, 2011

Ilk aylar

3,5 ay sonra anca kendime gelip, is disinda da bilgisayarimi kullanmaya basladigim icin hamilelik surecimle ilgili bana ilginc gelen noktalari burada yazabilirim artik. Gerci ogrendigimden beri hamilelik hayatimin merkezini olusturdugu icin, yazacak baska bir konum da yok.

Vucudumdaki fiziksel degisimler (bkz. Goguslerde sisme) ve adet gecikmesiyle birlikte, bir seylerin farkli oldugunu anlamak cok zor olmadi. Evde yapilan test ve sonrasinda kan testi ile birlikte uzman bir doktor arayisina girip, durumu ona da onaylattiktan sonra koca kisisine haberi mustuladim. 5 haftalik hamileydim. Halaylar cekilip, 10 pare top atisi yapildiktan hemen sonra hamileligin aci gercekleriyle karsilasmam fazla surmedi. Vucudum simdiye kadar benim haberi ogrenmemi bekliyormus sanki ‘Madwort Hanim, artik ogrendiginize gore su surekli artan progesteron hormonunuza bir takim tepkiler gosterebiliriz herhalde ‘ dediler ve  sabah bulantisi denen seyle tanistim. Tabi cekenler bilir, bu sabah bulantisinin (ing. morning sickness, alm. morgendliche uebelkeit) aslinda yanlis adlandirilip ‘tum gun bulantisi’ olmasi gerektigini. Sabah yatakta gozumu actigim andan, gece uyuyana kadar yasadigim bir seye sabah bulantisi demek hic de mantikli gelmiyor dogrusu bana. Tabi sorun bu kadarla kalsa keske, bulantilar bir sey yiyip-ictikten hemen sonra banyoya yaptigim mecburi ziyaretler ve neredeyse butun sindirim sistemini icimden cikarip-orada birakmakya calisan bir takim aktivitelere de yol aciyordu. Beni sosyal hayattan alikoyan, is performansimi ciddi olcude dusuren ve arada istenc disi da olsa aglama krizlerine sokan bu durumu 2,5 ay boyunca hemen  her gun yasadim. Bir ara bu yuzden rahimde kanama basladi ve dusuk riskine karsi surekli yatak istiharati verdi doktorumuz. Bulanti ve kusmayi onlemek/azaltmak icin denemedigim yol kalmadi sanirim (baska bir yazinin konusu). Ama cok da basarili oldugumu soyleyemem. Sonunda da yapilabilecegim en iyi seyin durumu oldugu gibi kabul edip, duzelecegi gunleri sabirla beklemek oldugunu anladim. Annem de, anneannem de yasamisti bu deneyimi butun hamileliklerinde ve sevgili genlerim  benim de yasamami uygun gormuslerdi, haksizlik olmasin diye.

Son birkac gundur artik degisime alisip, kabullenmeye baslayan vucudumun tepkileri de azaldi ve ben ‘normal ya da her zamanki gibi’ hissetmenin degerini, nasil guzel birsey oldugunu anlamaya basladim. Bir de anne olmanin (gayriihtiyari gulumseten bir sey olmanin yanisira) en basindan itibaren nasil zor ve ozveri isteyen bir surec oldugunu.

Haziran 7, 2011

Hey, I’ve got nothing to do today but smile

Simon & Gurfunkel’in ‘Only Living Boy in New York’ sarkisini dinlerken aklina takilan sarki sozleri ‘Iste bu’ dedirtti. Evet kesinlikle bu:  ‘bugun gulumsemek disinda yapacak bir isim yok’. Sozler, son birkac aydir icinde bulundugu ruh halinin kisa ve carpici bir ozetiydi. Aslina bakarsaniz, basina gelenlerin uzerindeki etkilerini surekli gulumseme duygusuyla aciklamak pek de yeterli sayilmazdi. Isin icinde oldukca yogun duygusal gel-gitler, ciddi fiziksel degisimler ve azicik aci da vardi. Ama icinde hergun biraz daha buyuyen, buyumesini tamamlayip dunyaya gelene kadar sadece O’na ihtiyac duyacak olan ve en onemlisi de sevdigi adamla birlikte yaptigi en inanilmaz sey oldugunu dusundugu o minicik canli, bebegi, aklina geldikce kendi kendine gulumsemekten baska bir sey yapamiyordu zaten.

Kisacasi, madwort de bir anne adayi artik. Henuz 3,5 aylik acemi adayimiz milyonlarca yildir, milyonlarca disi memelinin yasadigi essiz deneyimi tatma firsati buldu, yepyeni ve cok farkli bir dunyaya geri donussuz bir adim atti.

Hadi hayirlisi 🙂